Eğitimde Yeni Dönem 4.0
Çalışanlarımız 3 dakikalık youtube videosuna bile uzun derken. Birilerine ulaşmak için whatsapp kullanıp mesajın gidip gitmediğine anlık bakabiliyorken, isterlerse internetten açık kalp ameliyatı nasıl yapılır bunu bile izleyerek deneyimleyebiliyorken biz eğitimcilerin sınıfın ortasında sürekli öğütler veren halimiz ne kadar davranışa dönüşüyor dersiniz?
Kullandığımız tüm yazılımlar sürekli güncellenir oldu. Her yeni sürüm eskisinden daha hatasız ve daha başarılı işliyor. İnsanların yazılımları olsaydı, sanırım eğitimler de güncellemelerimiz olurdu. Her yeni eğitim ile çalışanlarımızın güncellenmesini, daha sağlıklı, daha hatasız, daha başarılı olmalarını sağlayacak bilgileri onlara ulaştırmaya çalışıyoruz.
Teknoloji değiştikçe son 20 yılda en büyük değişim iletişim biçimlerimiz üzerinde oldu. Eskiden uzakta yaşayan birilerine ulaşmak ayda yılda bir açılan telefonla gerçekleşirken şimdi her an ne yaptıklarını izliyor, istediğimiz an görüntülü görüşüyor, yazışarak hal hatır sorabiliyoruz. İzleme, bilgiye ulaşma, veri toplama, gözlemleme biçimlerimiz de bilgisayar ekranı kadar yakın bize. Gece aklımıza Türkiye’de bu sene kaç kadın doğmuş? Sorusu takılırsa cevaba ulaşmamız yaklaşık 1 dakikadan az.
Bu değişim içinde öğrenme biçimlerimizin aynı kalması mümkün değil. Çalışanlarımız 3 dakikalık youtube videosuna bile uzun derken, birilerine ulaşmak için whatsapp kullanıp mesajın gidip gitmediğine anlık bakabiliyorken, isterlerse internetten açık kalp ameliyatı nasıl yapılır bunu bile izleyerek deneyimleyebiliyorken biz eğitimcilerin sınıfın ortasında sürekli öğütler veren halimiz ne kadar davranışa dönüşüyor dersiniz?
Eğitimlerde kişilere ihtiyaç yaratmak, meraklarını uyandırmak artık bilgiyi vermekten çok daha değerli oldu. Çünkü o bilgiye ihtiyaç duyan kişi her şekilde erişebileceği kanallara sahip. Önemli olan o bilginin hayatında nasıl kullanılıp, ne gibi ihtiyacını karşılayacağını görmesini sağlamak. Eğer bir kişi bu ihtiyaçlarının farkına varıyorsa öğrenme çok hızlı gerçekleşiyor.
Eğitimlerde kullanılan teknikler de çok önemli, dikkatlerini biran bir alana vermekte zorlanan o kadar çok insan var ki. Eğitmenin ana görevi öğrenilmesi beklenen davranışları kodlamak olduğu kadar nasıl öğrenebileceklerini de tasarlamak. Oyunlar, hikayeler, beyinin çalışma prensipleri, videolar, görseller bunların hepsi ilginizi çekebilmek için evet, ama daha önemlisi bilginin kalıcılığı ve davranışa dönüşmesi. Bunun tek yöntemi ise deneyimlemek, düşünmek, tartışmak ve paylaşmak.
Eğitim 4.0’da U düzeni odalarda bir eğitmeni dinleyen 16 kişi yerine bir kafede oturmuş 10 kişinin kendi arasında tartışarak bir karara vardığı, verdiği kararı denediği ve uyguladığı ortamlar görebilirsiniz.
Bir eğitmen olarak benim en büyük istediğim sandalyeli şu sınıflardan kurtulup daha samimi rahat oturulan çay-kahve içilen alanlarda eğitim yapabilmek. Yetişkinlerin öğrenmede rahat olmaları gereğini ya yanlış anlamışız ya da çalışanlarımızın ilgisini çekecek eğitim müfredatlarına sahip değiliz.
Eğitim 4.0 ile yeni ve değişimi yakalayan, eleştirmekten, öğüt vermekten ziyade beraber yapan, ortamı bu isteklere ve problemlere göre kurgulayan bir eğitim deneyimi bizleri bekliyor.